Çok saçma biryerden başlıyorum bu bölüme fakat önceden söylediğim Robinson ve Arçibaldo'yla ilgili lafları önden söyledikten hemen sonra uşaklara geçeceğim.
Robinson Krüzo medeniyet öğreniyor. |
Arçibaldo delaKruz cinayet öğreniyor. (aka Aga cinayet var) |
40'lı 50'li yıllarda afişler daha bir güzelmiş. Böyle stensil tarzı felan. |
Doymak nedir bilmeyen burjuvazi. |
Sırlar, dürüst düşünceler karanlıkta ortaya çıkıyormuş ya, gecenin sonunda hiçkimse evden ayrılmak istemediğinde, konumlarına ve aile terbiyelerine uymayacak şekilde, yerlere sere serpe uzanıp uyuyan burjuva güzellerimiz, çıkmayı bir kere daha denemez, yenilgiyi kabullenir, ve bize bu uzunca cümlenin başında söylediğim o karanlıklarından tattırırlar. Bu ekonomik kriz alegorisi havasına sahip hissiyatta birbirini yiyen burjuvaların yaşamı öylesine manyakça hicvedilir ki insan olmak ya da ahlak konularında oturup düşünmeye başlayabilirsiniz. Hatta bir ara, kocasını aldatan ev sahibesi, kocasının da yanındayken, aldattığı adamla sevişir. İlk anda gözden kaçma ihtimalini gözönüne alan Luis, birkaç tekrar aracılığıyla bu durumu izleyiciye "farkettirir". Kendi ahlak düzleminde sıkışıp kalan burjuvazinin özgürlük, nezaket, konum ve aile değerleri alaşağı falan edilmekte.
Bir sistem çökerken böyle görünüyor olsa gerek. |
Yaklaşık olarak bir hafta süren bu krizde ne dışarıdakiler içeri girmek ister ne içeridekiler dışarı çıkmak isterler. İnsanlar açlık, susuzluk ve sefaletle boğuşmaya başlarlar. Mikrobun, kokunun binibirparadır. Son gecelerden birinde herkes, uyurlarken, İsa'nın yaşamından kesitlere şahit olurlar. (Hatta biri kendisini marangoz olarak hayal eder.) İsa'nın bir halisünasyondan ibaret olduğu iddiasının okunabileceği bu sahne, rüya olarak filmin içine yerleştirilmiştir. Bu dün göndermesi, bir koyun sürüsünün evin içinden geçmesiyle bütünlenir ve "kitlelerin afyonu"na tekabül edeyazar. Aynı koyun sürüsü kiliseye girerek dini tespitlerini (yahut hakaretlerini) yerli yerine oturtmaktadır. İnsanoğlu, aklındaki rasyonel boşlukları irrasyonelize edebilmek, başkadeyişle mantığın yetmediği yeri hayal ederek kapatma eğilimindedir ve bunun sonucunda dine (bkz. Mitoloji) hatta batıl inanışlara sarılır. Şu halde ördek bacaklarından medet umanlar olduğu gibi (Kabalacı öğretiye yönelik bir gönderme) işi insan kurban etmeye vardıranlar çıkmaktadır. Tam bu kaotik zirve anında Luis, "burjuva da olsa insan insandır" minvalinde bir hamle ederek kitleyi evden kurtarıverir.
Cizvit okulunda büyüyen Luis, dinle olmasa bile din adamlarıyla sorun yaşadı. |
Her unsur (toplumsal yaşamda da karşılığını bulacak şekilde) eski rolünü üstlendiği anda evden (ya da buhran halinden) çıkabilecek hale gelmektedir. Sonuçta sistem boca edilebilmekle beraber, sistemin her bir uşağı, her bir dişlisi, eski rolünü kaptığında kriz aşılabilir hale gelir. Bu kriz hali İspanya İç savaşı'nın bir temsili sayılabilmekle birlikte, Luis'in filmlerine alegori muamelesi yapmak aşırı ve haksızcadır. Bunun da bir nedeni hiçbir öykünün çıkış noktasının daha da önemlisi, çıkarılabilecek bir dersinin olmaması sayılabilir. Tüm bunlar olurken evde kalan tek uşak sadakatle, sahiplerine kendi yoksulluğundan vermeye devam ederek haklı olanı değil, güçlü olanı sevdiğini bir kez daha beyan etmektedir. Bu durum ise alegoriden öte bir halk eleştirisi sayılabilir.
Filmin sonunda benzer bir kitle bu kez kilisede sıkışarak kapitalizmin doğasında olan krizleri çıkarcı ruhban sınıfının kuyruğuna takarak olay mahallinden uzaklaşır.
Sonraki yazıya kadar.
#direnburjuva
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder